Dünya Tiyatro Günü’nde seyircimiz hariç hiç bir siyasiden, Cumhurbaşkanından, Başbakandan, Bakanlardan, ve Bürokratlardan tebrik kabul etmiyoruz.
Lefkoşa Belediye Tiyatrosu 34 yıldır sevdası ve kavgasıyla bu ülkenin yaşamında rol alırken nabzı her daim demokrasi, barış, özgürlük ve toplumsal ilerleme için atmıştır. Tiyatro sanatını da bu amaç doğrultusunda yapmış ve “en yüce sanat olan yaşama sanatına” hizmet etmek için izleyicisine sunmuştur. Herkesin kabul ettiği ve yazıp söylediği gibi Kıbrıs Türk kültür sanatının ve tiyatrosunun gelişmesi için Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nun öncü rolü zorluklara ve engellemelere rağmen sürmüştür, sürecektir. Ancak toplumun tarihinde görülmemiş şekilde siyasal, toplumsal ve kültürel bakımdan alaborayı yaşadığı bir dönemde sanata ve tiyatroya daha büyük görevler düşmektedir. Lefkoşa Belediye Tiyatrosu olarak bunun bilincindeyiz ve bu doğrultuda çalışmalarımızı yürütmekteyiz.
Meclise gelen yasaları okumadan onaylayan milletvekillerinden oluşan bir parlamento ülkenin hangi sorununa çözüm getirebilecektir?
Neden hiçbir siyasiden kutlama kabul etmiyoruz?
1- KKTC Devleti sanatı ve sanatçıyı 21. yüzyılda hala memur anlayışıyla yönetmeye çalışmaktadır.
2- Bakanlıklara, daireler, kısacası kamu kesimine partizanca bakanların resmi antetli kağıtlarıyla personel alınırken, kurultay hesaplarıyla devletin kadroları şişirilirken, bir avuç tiyatro sanatçısının maaşları düşürülmekte, yoksulluk sınırlarında yaşatılmaya ve hatta göçe zorlanmaktadır.
3- Devletin düzenlediği 3 kültür kurultayında oybirliğiyle alınan ve resmi gazetede yayımlanan kararlardan özerk sanat kurumu ve özerk tiyatro kurumu hayata geçirilmemiştir.
4- Her şeye para bulunurken hatta lüks harcamalar yapılırken, bakanlıklar odalarını lüks şekilde düzenlerken, lüks arabalarını yenilerken, inşaatı başlayan ve yarım kalan çağdaş tiyatro konser binası sözümona parasızlık nedeniyle bitirilmemektedir.
5- Başkent Lefkoşa’ya yaraşır çağdaş bir tiyatro konser salonu yapılmamakta hatta 15 yıldır Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrosu binası yanık ve atıl durumda bırakılmaktadır.
6- Devletin kültür sanat kurumları siyasetin ve bürokrasinin müdehalesiyle partilerin çiftlik alanlarına dönüştürülmektedir.
7- Devletin kültür sanat kurumlarına 3’lü kararnameyle alakasız kadrolar atanmakta, partililer memnun edilmektedir.
8- Sanatı, tiyatroyu, sanatçıların yönetmesi gerekirken siyasiler ve bürokratlar “ya dediğimi yaparsınız ya da para vermem” tehditleriyle sanatı zapturapt altına almaya çalışmaktadırlar.
9- Ülkemiz demokrasisi kültürü ciddi tehdit ve müdahalelerle karşılaşırken buna karşı siyasi iradenin teslimiyetçi tavrı sadece ekonomiyi ve sosyal düzeni değil kültürel sanatsal yapıyı da yozlaştırmakta ve toplumun tüm değerlerini alabora etmektedir.
10- Tüm bunlar ülkemizde yaşanırken yakın bölgemizde savaş tamtamları da çalınmakta coğrafyamızda çıkarılması planlanan hidrokarbon gazının pazarlıkları üzerine sözümona çözüm ve barış arayışları yapılmakta toplumlar kendi iradelerini ortaya koyamamaktadır.
11- Yeni bir yerel yönetim seçimleri arifesinde yine toplumsal menfaatler değil partisel ve kişisel menfaatler esas alınarak hesaplar yapılmaktadır.
12- Tiyatro sanatına Türkiye’de de en acımasız vandalca saldırılar yapılırken, bunlardan esinlenen ne yazık ki ülkemiz yöneticileri de bulunmaktadır.
Ülkemizde, bölgemizde ve dünyamızda tüm bunlar yaşanırken, 53. 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde siyasilerin ölümcül ilgisizliği ya da tehditkar yaklaşımları bir günlüğüne unutulacak ve “Dünya Tiyatro Günü’nü” cafcaflı laflarla samimiyetsiz bir şekilde kutlayacaklar.
Lefkoşa Belediye Tiyatrosu olarak bu nedenlerle kutlamalarını kabul etmiyoruz ve onları samimiyete, tiyatronun, sanatın yararına yani toplumun yararına işler yapmaya davet ediyoruz.
Biz, her zaman yaptığımız gibi seyircimizle, tiyatronun insancıl çatısı altında buluşacak 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde ülkemizin sorunlarını ve çözüm önerilerini paylaşacağız. Bu sorunların çağdaşlık ve demokrasi kültürü çerçevesinde, toplumumuz adına çözülmesi halinde gün gelir hep birlikte kutlarız.
|
26/03/2014|